Çalışma Şartları mı? Çalışma Esareti mi?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışanlarının Mücadelesi
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda görev yapan engelli, yaşlı ve çocuk bakım personelleri, temizlik görevlileri ve güvenlik personelleri, toplumun en hassas gruplarına hizmet eden emektar bireylerdir. Ancak bu kritik görevleri ifa ederken karşılaştıkları çalışma koşulları, maaş eşitsizlikleri ve hak kayıpları çalışanları tükenme noktasına getirmektedir. Kanunların ve toplu iş sözleşmelerinin ihlal edildiği, iş yükünün adeta modern bir kölelik düzenine dönüştüğü bu sistem, artık kronikleşmiş sorunlarla boğuşmaktadır.
Adaletsiz Maaş Politikaları
Maaş konusundaki adaletsizlikler, çalışanlar arasındaki motivasyonu ciddi şekilde düşürmektedir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda 4/D statüsünde çalışan işçilerin maaşları, son beş yıldır zaman zaman asgari ücretin altında kalmıştır. Bu durum, işçilerin yasal haklarının çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Geçmişte maaşlar ancak müdahalelerle asgari ücret seviyesinin üzerine çıkarılmıştır. Güncel durumda, 4/D’li çalışanlar sosyal yardımlar dahil 28-30 bin TL bandında bir maaş alırken, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki işçiler asgari ücretle çalışmaktadır.
Bu maaş farkı, Aile Bakanlığı işçileri ile Sağlık Bakanlığı işçileri arasında yaklaşık 8-10 bin TL’ye kadar ulaşmıştır. İş yükü ve sorumluluk göz önüne alındığında, bu ücretlerin işin zorluğunu ve çalışanların fedakarlığını karşılamadığı oldukça açıktır.
Daha da vahimi, aynı işi yapan 4/B statüsündeki memur bakım personelleri, temizlik görevlileri ve güvenlik personelleri, 2024 Aralık ayı itibarıyla yaklaşık 41 bin TL maaş alırken, aynı unvana sahip 4/D’li işçiler 28-30 bin TL maaşla çalışmaktadır. Üstelik 4/D’li çalışanların daha uzun çalışma saatlerine sahip olduğu düşünüldüğünde, bu maaş eşitsizliği vicdanları yaralamaktadır. Aynı bakanlık bünyesinde, aynı işi yapan çalışanlar arasındaki bu maaş uçurumu, iş barışını ciddi şekilde zedelemektedir.
İş Kanununun Çiğnendiği Çalışma Düzeni
4857 Sayılı İş Kanunu, işçinin çalışma saatlerini net şekilde düzenler: günde maksimum 7,5 saat, haftada ise toplam 45 saat. Ancak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda çalışan bakım personelleri için bu yasal sınırlar neredeyse tamamen yok sayılmaktadır. Özellikle 24 saat nöbet sistemiyle çalışan personellerin nöbet saatleri genellikle 16,5 saat olarak hesaplanmakta ve fazla mesai ödemelerinden kaçınılmaktadır. Bu durum hem İş Kanunu’na hem de Borçlar Kanunu’na aykırıdır. Yargıtay’ın ve istinaf mahkemelerinin birçok kararında bu usulsüzlüğe dikkat çekilmiş olsa da, bakanlık ve il temsilcilikleri, işçilerin haklarını ödememek için direnmeye devam etmektedir.
Bir personelin rapor alması ya da eksik personel durumunda mevcut sistem, 24/48 ya da 12/12 çalışma 48 dinlenme düzeninden 24/24 gibi insanlık dışı bir nöbet sistemine dönüşmektedir. Bu, çalışanların bedensel ve ruhsal sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. İş müfettişleri ve Kamu Denetleme Kurulu (KDK) raporlarında bu sorunlar açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, bakanlık yetkilileri çözüm üretmekten uzak kalmıştır.
Bakım Personellerinin Angaryaları
Bakım personellerinin asli görevi, engelli, yaşlı ve çocukların temel bakım ihtiyaçlarını karşılamak olmasına rağmen, bu sınırlar sürekli aşılmaktadır. Bazı illerde bakım personelleri, sağlık işlerine yönlendirilmekte, hastane sevklerinde kullanılmakta ve bunun için herhangi bir ulaşım imkanı sağlanmamaktadır. Dolmuş parası dahi çalışanların cebinden karşılanmaktadır. Üstelik bu süreçte yemek ücreti ya da fazla mesai ödenmemektedir. Bakım personelleri de yönetmelikte yer alan “İdarenin verdiği diğer işleri yapar” maddesinin mağdurlarındandır.
Bazı personellerin belirttiği gibi, günlük nöbetlerde yaşlılar ve çocuklar tarafından fiziksel ya da sözlü saldırıya maruz kalmaları da yaygındır. Ancak bu tür durumlarda idarecilerin baskıcı tutumları, mağdur çalışanları sessiz kalmaya zorlamaktadır. Bu durum, mobbingin ve tükenmişlik sendromunun yaygınlaşmasına sebep olmaktadır.
Güvenlik Personellerinin Yıllardır Çözülemeyen Sorunları
Güvenlik personelleri, hizmet binalarının ve bakım merkezlerinin korunmasında hayati bir rol oynar. Ancak kronikleşmiş sorunlar, bu çalışanların işlerini yerine getirmelerini zorlaştırmaktadır. Güvenlik görevlilerinden sık sık, asli görevleri dışında “getir götür işleri” yapmaları istenmekte, bu da iş yükünü artırmaktadır.
Ayrıca, güvenlik sertifikalarının yenilenmesi sürecinde çalışanlara hiçbir destek verilmemekte; bu maliyet tamamen çalışanların omuzlarına yüklenmektedir. Çoğu zaman izinlerini bu işlemler için harcayan çalışanlar, ekonomik anlamda da zor durumda kalmaktadır. Daha da vahimi, sağlık sebebiyle sertifikasını yenileyemeyen güvenlik görevlileri işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu gibi durumlarda, aynı işverenin başka bir biriminde istihdam sağlaması gerektiği yönündeki öneriler hâlâ uygulanmamaktadır.
Temizlik Personellerinin Angarya Kıskacı
Temizlik personellerinin görev tanımları net olmamakla birlikte, birçok kurumda memur ya da idarecilerin şahsi işlerini yapmak zorunda kaldıkları görülmektedir. Çay hazırlamak, yemek servisi yapmak, taşınma süreçlerinde çalışmak gibi görevler, temizlik personellerine dayatılmaktadır. “Kurumun verdiği diğer işleri yapar” maddesi gerekçe gösterilerek bu angaryalar, işçilerin iradesi dışında bir zorunluluk haline getirilmiştir.
Hakların Sürekli İhlal Edildiği Bir Sistem
Bakanlık personelleri, toplu iş sözleşmeleri ve İş Kanunu ile güvence altına alınan birçok haktan mahrum bırakılmaktadır. Resmi tatil ve fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, “ödenek yok” bahanesiyle maaşların eksik yatırılması gibi durumlar, çalışanların adalete olan güvenini sarsmaktadır.
Çözüm Önerileri
Bu kangrenleşmiş sorunların çözümü için şu adımların atılması gerekmektedir:
1- Maaş Eşitliğinin Sağlanması: Aynı işi yapan çalışanlar arasında adil bir maaş politikası oluşturulmalıdır.
2- Çalışma Saatlerinin Yeniden Düzenlenmesi:
24 saat nöbet sistemine devam edilecekse, 24/72 çalışma sistemine geçilmesi gereklidir.
Eğer 24/48 sistemine devam edilecek ise, günlük çalışmayı aşan kısma fazla mesai ücreti ödenmelidir.
24/24 gün aşırı çalışma sistemi uygulanacaksa, her ay belirli sayıda icap nöbetleri toplu iş sözleşmesine (TİS) dahil edilmelidir.
3- Fazla Mesai ve Resmi Tatil Ödemeleri: Fazla mesai ve resmi tatil ödemeleri yasal çerçevede hesaplanmalı ve zamanında ödenmelidir.
4- Angaryanın Sonlandırılması: Bakım, güvenlik ve temizlik personellerinin görev tanımları net bir şeke yapılmalı ve angarya işlerden muaf tutulmaları sağlanmalıdır. Ayrıntılı ve tam bir görev tanımı her ünvan için tekrar oluşturulmalı.
5- İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemleri: Çalışma ortamlarında iş sağlığı ve güvenliği önlemleri etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
6- Mobing ve Hak İhlallerine Karşı Önlemler: Çalışanlara yönelik mobbing ve hak ihlalleri ciddi şekilde denetlenmeli ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
7- Yasal Süreçlerin Hızlandırılması: İşçi haklarının korunması için açılan davalar hızlandırılmalı ve adaletin sağlanması konusunda etkin bir sistem kurulmalıdır.
8- Personel Sayısının Artırılması: Mevcut iş yükünü hafifletmek adına personel sayısı artırılmalı ve eksik kadrolar tamamlanmalıdır.
9- Çalışanlara Psikolojik Destek Sağlanması: Özellikle bakım personelleri için meslek kaynaklı tükenmişlik sendromuna karşı psikolojik destek mekanizmaları kurulmalıdır.
Yukarıdaki öneriler, çalışanların haklarını korumak, iş barışını sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak adına atılması gereken acil adımlardır. Yetkililer, bu sorunların çözümünde somut adımlar atmaktan artık kaçınmamalıdır.
Ömer Gül
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Yıllardır fiilen yapılan işe uygun MESLEK KODU güncellenmesinin 5510 sayılı khk göre revize edilmemeside asıl işi yapan meslek gruplarını olumsuz etkilemekte ve idareciye sıkıntı yaşatmaktadır. İvedilikle meslek kodları fiilen yapılan işe uygun olarak revize edilmelidir.
Burda bütün personellerden bahsedilmiş biz teknikerleri sorunları dile getirilmemiş.
Bizler önlisans mezunu teknikeriz fakat ünvanimiz teknisyen yardımcısı
Sağlık bakanlığı teknisyenleri teknik fark alırken biz Aile bakanlığında Teknik fark dahi alamiyoz
Elinize kaleminize sağlık Ömer bey. Bütün sorunlarımızın ve çözümlerini dile getirmişsiniz. Aslında sizin anlattiginiz
kadar basit bizim sorunlarımız ve çözümleri. Ama ne yazık ki yıllardır bekliyoruz hiçbir adım atılmıyor. İşimi çok sevmeme rağmen, yakında emekli olacağım buna karar verdim.
Vergide %15 sabitlenmeli, aldığımız zam’da vergiyle eriyip yok oluyor artık kadrolu işe sahip olduğum için mutlu bile değilim, üzülüyorum üzülüyoruz enflasyonun altında ezilmekten, faprika iscileri daha fazla maaş alır oldu bizden alsınlar haklarıdır ama bizim ne eksiğimiz var devlet kurumu sözüm misal yani
Ömer bey çok güzel konulara deginip cozumleride sunmussun eline yüreğine saglik
Allah bildiği gibi yapsın şu sendikacıları
Adalet istiyoruz
İnşallah vergide adalet sağlanır; soygun düzeni gibi maaşın içinden hem % 15 ini sgk ya kes üstüne % 30 unu da vergiye kes sonra da aldığın her şeye de her alışverişte de kdv ötv öde. Zenginler de vergi affına uğrasın.
Teşekkürler tüm sorunları dile getirdiğiniz için bu sefer de düzelmezse başka hiç bir zaman düzelmez onun için bu sözleşme hak kayıplarının sonu yeni bir hayatın başlangıcı olur inşallah
İnşallah bi adım atılır temizlik personeli olarak asgari ücret alıyoruz ve hiç güvencemiz yok işimizi severek yapıyoruz ama maaşlarda eşitlik istiyoruz
Temizliğinden güvenliğine bakımından tüm personeline hepsi perişan. ben bakımım bende 29900 aldım. nasıl devlet işi bu nasıl önemli bir hassas iş yapıyoruz. Ama bizi sallayan yok. Ancak ne zaman bir çocuk yada yaşlı yada engelli bir bakıma muhtaç hizmet verdiğimiz kişilerin başına bir iş gelirse o zaman idareciler yaptığımız işin ne kadar hassas olduğunu anlıyor. Yoksa iş emeğimizin karşılığını vermeye gelince işiniz olduğuna şükredin denilip susturulup aba altından sopa gösteriyorlar